NE YAPIYORUZ?
Belçika >
Türk kökenli Bulgaristan parlamenteri, Avrupa Parlamentosu'nda Avrupalı Liberal Demokratlar Grubu’nun (RENEW) eÅŸ baÅŸkanı ve aynı zamanda AB-Türkiye Karma Parlamento Komitesi (KPK) EÅŸ BaÅŸkanı Ä°lhan Küçük, Türkiye'ye verilen göçmen desteÄŸinin daha fazla olması gerektiÄŸini söyledi ve Komisyon yapılanmasında Türkiye'nin OrtadoÄŸu ve Kuzey Afrika ülkeleri grubuna dahil edilmiÅŸ olmasını da stratejik bir hata olarak tanımladı.
Euronews'a açıklamada bulunan Küçük ÅŸöyle konuÅŸtu:
"Göçmenler sadece Türkiye'nin deÄŸil aslında bütün dünyanın göçmeni bu insanlar. Türkiye üstüne düÅŸünleri yaptı aynı zamanda Avrupa ülkelerinin de gerekeni yapması lazım. Fonları sadece Suriyeliler için düÅŸünmek olmaz, Afganlar da Avrupa'ya gelecek dolayısıyla fonlar konusunda daha kapsayıcı düÅŸünülmeli."
Komisyonun Türkiye'yi koyduÄŸu yeni kategori içinse Küçük, "Stratejik bir yanlıştır bu" ifadesini kullandı.
Küçük: Türkiye göç ve güvenlik alanında vazgeçilemez bir müttefik
Dialogue for Europe (DfE) derneÄŸi tarafından Brüksel'de düzenlenen "AB-Türkiye iliÅŸkileri çerçevesinde göçmenlerin entegrasyonu ve göç anlaÅŸması" baÅŸlıklı panelde konuÅŸan Küçük, yükselen göçmen karşıtı popülizme de deÄŸinerek ÅŸunları söyledi:
"Bulgaristan göçmenlerin kullandığı ana rota üzerindeki ülkelerden biri. Dolayısıyla Türkiye ve Bulgaristan arasındaki iÅŸbirliÄŸi kadar AB ile Türkiye arasındaki iÅŸbirliÄŸini güçlendirmek düzensiz göçü önlemek ve kontrol etmek adına son derece önemli ve gerekli. Unutmamalıyız ki, Türkiye güney gaz koridoru ile Avrupa'nın enerji güvenliÄŸinde de kilit bir pozisyona sahip. AB ve Türkiye arasındaki diplomatik iliÅŸkiler DoÄŸu Akdeniz'de yaÅŸanan geliÅŸmeler nedeniyle zor zamanlar geçirmiÅŸ olsa da taraflar bundan sonrası için daha katılımcı, kapsayıcı ve hassas konularda tek taraflı adımlardan kaçınılan bir yol izlemeli."
KonuÅŸmasında Türkiye'yi izole etmenin Avrupa'nın çıkarına olmayacağını belirten Küçük, ülkenin doÄŸu-batı arasında köprü görevi görmeye devam ettiÄŸini ve göçmen akışı karşısında AB-Türkiye iliÅŸkilerinin yeni bir önem kazandığını kaydederek, uzun süredir donuk vaziyette olan katılım müzakerelerinde de yeniden ivme yaratacak adımlar atılmasının düÅŸünülmesi gerektiÄŸini söyledi.
"Göç ve güvenlik konusunda Türkiye Avrupa için vazgeçilemez bir müttefiktir" diyen Küçük, gerek Avrupa'da gerek Türkiye'de yükselen göçmen karşıtı popülist siyasetin de Türkiye ile yapılacak iÅŸbirliÄŸi sayesinde dengelenebileceÄŸine dikkat çekti.
Ä°lhan Küçük, Eli Hadzhieva, Can Baydarol, Murat Kavalala, Selim Kuneralp, Hatice Yazgan
Debeuf: Türkiye'ye 'ne ÅŸimdi ne de sonra bu iÅŸ olacak' mesajı verildi
Aynı panelde konuÅŸan Özgür Brüksel Üniversitesi'nde (VUB) AraÅŸtırma Görevlisi ve EUObserver haber sitesi Editörü Koert Debeuf de Türkiye'nin OrtadoÄŸu ve Kuzey Afrika ülkeleri grubuna alınmış olmasına iliÅŸkin ÅŸunları söyledi:
"Bu aslında ÅŸu mesajı verdi; katılım müzakereleri sadece ÅŸimdilik bir yere gitmiyor deÄŸil, gelecekte de hiçbir yere gitmeyecek. Bence bu doÄŸru bir mesaj olmadı. Bunun temel nedeni AB'nin geniÅŸleme konusuna artık genel olarak çok olumlu bakmaması. Åžu sıralar Batı Balkanlar ile ilgili yaÅŸananlar oldukça skandal bir durum aslında. Yani düÅŸünün ki eÄŸer katılmaya hazır olan KaradaÄŸ ve Arnavutluk gibi ülkeler için en son beklenen onay bile verilemiyorsa Türkiye'yi deÄŸerlendirdikleri pozisyonu siz düÅŸünün."
Kuneralp: Muhalefet iktidara gelse bile iliÅŸkilerde önemli deÄŸiÅŸiklik olmasını beklemiyorum
Panel'in bir diÄŸer konuÅŸmacısı olan Türkiye'nin eski AB Büyükelçisi Selim Kuneralp da AB'nin Türkiye'ye uyguladığı katılım blokajının artık Türkiye'ye özel bir durum olmadığının görüldüÄŸünü ve Slovenya'daki liderler toplantısında Batı Balkan ülkelerine bir hedef tarih bile verilemediÄŸini söyledi.
Türkiye'deki son anketler hatırlatılarak yakın gelecekte olası iktidar deÄŸiÅŸikliÄŸinde AB-Türkiye iliÅŸkilerinin eski yüksek etkileÅŸimli günlerine geri dönüp dönmeyeceÄŸi ÅŸeklindeki soruya ise Kuneralp ÅŸu yanıtı verdi:
"Benim üzülerek gözlemlediÄŸim olay iliÅŸkilerde yaÅŸanmış olan yılgınlık, iritasyon ve hayal kırıklığının muhalefet partilerine de yansımış olması. Bu nedenle muhalefetin iktidar olması halinde bile AB ile iliÅŸkilerde çok fazla bir ÅŸeyi deÄŸiÅŸeceÄŸini düÅŸünmek zor. Yani ortada Avrupa karşıtı bir iktidar ile Avrupa taraftarı bir muhalefet var diyebileceÄŸimiz bir iki kutuplu durum yok bu anlamda. 2023 sonrası belki bu konudaki retorik deÄŸiÅŸir ama somut olarak çok fazla ÅŸeyin deÄŸiÅŸeceÄŸini ben düÅŸünmüyorum."
Hadzhieva: Pozitif söylem deÄŸil pozitif eylem gerekli
DfE BaÅŸkanı Eli Hadzhieva da AB ve Türkiye arasında yeni bir sayfa açılabilmesi için üzerinde uzlaşılmış olan pozitif ajandanın daha fazla vakit kaybedilmeden hayata geçirilmesi gerektiÄŸini ancak bunun da sadece pozitif söylemlerle deÄŸil karşılıklı pozitif eylemlerle yeniden güven kazandıracak ÅŸekilde olmasının ÅŸart olduÄŸunu dile getirdi.
Kaynak : Euronews